oğuziliary

Kahve içmiş insan

Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Kahve içmiş insan. İçtiği kahve ona bir şeyler yapmış. Salt yorgunca oturan kişi değil. Beyni dopaminle dolu. Atlayıp zıplamak, koşmak istiyor. Aniden gelen büyük hedefleri var. Kitaplığındaki tüm kitapları okumak, okudukları hakkında blog yazıları yazmak, hatta bunun için sıfırdan bir blog kurmak, bunu oguziliary.github.io adresine koymak, bundan sonra hayatının sonuna kadar okuyacağı ve öğreneceği her şeyi şaşmaz bir şekilde planlamak, bunun için ilgilendiği her konuda kitaplar bulmak, onları indirmek, klasörlere ayırmak, hazır el atmışken bilgisayarındaki her şeyi düzenlemek, gününü/haftasını/yılını planlamak, artık hiçbir zamanı boşa harcamadan yaşamak. Sonra belki bir şirket kurmak, çok para kazanmak, büyük adam olmak, dünyayı gezmek, gezdiği dünyaya nizam vermek... Onun bütün bu işleri yapacağı umulur. Kahveden önce L-theanin de içmiş ise bunlar kadar büyükçe olmasa da yapması lazım gelen ve yapmayı istediği bazı işleri yapar da. Fakat dört, beş saat sonra dopaminleri bitiyor. Beyni kahve içmeyen nöronlarla dolu; asık aksonları, kayıtsızlıkları, sinsi difüzyonlarıyla dopaminleri aralarına alıyorlar, eritiyorlar... Saatine baktı: altı buçuğa beş vardı. "Bir daha kahve içsem?" Masasından kalkıp yürüdü. "Ama o zaman da uyuyamam." "Dünyayı kurtarmanın yolunu biliyorum. Kocaman kahve sebilleri yapmalı. Bir gün dünyada yaşayanların tümüne içirmeli bunlardan. İyi bir dopamin görsünler. Sokağa hep birden çıksınlar."

Aylak Adam'daki orijinal versiyonu:

Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur ama beş, on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar... Saatine baktı: dört buçuğa beş vardı. "Eve gitsem okusam." Durağa yürüdü. "Bunları kurtarmanın yolunu biliyorum. Kocaman sinemalar yapmalı. Bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. İyi bir film görsünler. Sokağa hep birden çıksınlar.”